sanal kumar, bahis, şans, talih oyunları ceza davaları
Bu şekilde seçilen Meclis ve Cumhurbaşkanının görev süreleri de beş yıldır. Seçimlerinin birlikte yenilenmesine karar verilen Meclisin ve Cumhurbaşkanının yetki ve görevleri, yeni Meclisin ve Cumhurbaşkanının göreve başlamasına kadar devam eder. Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. (…) [51] yargı organları, Devlet Denetleme Kurulunun görev alanı dışındadır. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, görevleriyle ilgili olmayan suçlarda yasama dokunulmazlığına ilişkin hükümlerden yararlanır. Yüce Divanda seçilmeye engel bir suçtan mahkûm edilen Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakanın görevi sona erer\. Bu sitede eğlenceli saatler ve büyük kazançlar yaşa paribahis\. Yüce Divanda seçilmeye engel bir suçtan mahkûm edilen Cumhurbaşkanının görevi sona erer.
Ancak disiplinsizlik oluşturan eylem aynı zamanda ceza hukuku bakımından da suç oluşturuyorsa, yetkili mahkeme önüne çıkarılması, kaçmanın önlenmesi maksadıyla üst tarafından 169. Maddeye dayanılarak yapılan geçici tutuklamalar, Sözleşmenin 5/1-C[577] maddesindeki sınırlama sebepleri içerisinde değerlendirilebilir. Çünkü Anayasa kurallarının üstünlük bakımından ”Başlangıç’taki İlkeler, Cumhuriyetin niteliklerine ilişkin ilkeler, temel hak ve özgürlüklere ilişkin ilkeler, maddi anlamdaki diğer kurallar ve şekli anlamdaki kurallar” olarak sıralanması mümkün ise de bağlayıcılık bakımından aralarında fark bulunmamaktadır. Bu nedenle Anayasanın herhangi bir kuralının başka bir kuralına aykırı sayılarak uygulama dışı ve etkisiz bırakılması düşünülemez. Maddesindeki “İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz.” genel ilkesinden sonra “Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.” demek suretiyle, TSK.nın iç düzenine yönelik olarak kanunla düzenlenmek kaydıyla hürriyetin kısıtlanması sonucunu doğuran disiplin cezaları verilebilmesine imkan tanımıştır. Komisyon göz hapsi cezasının sözleşmeye aykırı olmadığına ancak oda hapsi ve ağır oda hapsi cezalarının sözleşmeye aykırı olduğuna karar vererek konuyu Mahkeme önüne götürmüştür. Yukarıdaki düzenlemelerden de görüleceği üzere, Disiplin Mahkemelerince verilen oda hapsi cezasının infaz şekli, bireyin bedeninin bir yere kapatılması sonucunu doğurduğundan kişi hürriyetini sınırlar niteliktedir. Göz hapsi cezası daha geniş hareket serbestisi bulunmakla birlikte AsCK’nun 21. Maddesinde kişi özgürlüğünü sınırlayan bir ceza olarak kabul edilmiştir. Be nedenle de kişinin özgürlük ve güvenlik hakkı[541] başta İnsan Hakları Evrensel Bildirisi olmak üzere, çeşitli Uluslararası Sözleşmelerde yer alan önemli insan haklarından biridir.
Dersin amacı, Türk borçlar hukuku genel hükümlerinin bilimsel ve yargısal kaynaklar ışığında incelenmesidir. Bu kapsamda birinci bölümde; “borç ilişkisinin kaynakları” ana başlığı altında sözleşmeden doğan borç ilişkileri, haksız fiilden doğan borç ilişkileri ile sebepsiz zenginleşmeden doğan borç ilişkileri incelenmektedir. İkinci bölümde; “borç ilişkisinin hükümleri” ana başlığı altında borçların ifası, borçların ifa edilmemesinin sonuçları, borç ilişkilerinin üçüncü kişilere etkisi incelenmektedir. Üçüncü bölümde ise borç ilişkilerinin sona erme halleri ve zamanaşımı konuları incelenmektedir. Dördüncü ve son bölümde ise “borç ilişkilerinde özel durumlar” ana başlığı altında; teselsül, koşullar, bağlanma parası, cayma parası ve ceza koşulu ile borç ilişkilerinde taraf değişiklikleri ana başlığı altında alacağın devri, borcun üstlenilmesi, sözleşmenin devri ve sözleşmeye katılma konuları incelenmektedir. Bu dersin amacı; öğrenciye Türk Cumhuriyeti’nin kurulmasını zorunlu kılan tarihsel koşullar ile Anadolu’nun işgaline karşı ortaya çıkan Mustafa Kemal Paşa liderliğindeki direniş hareketine ve bu hareketin askeri, siyasi ve diplomatik boyutlarına ilişkin temel bir formasyon kazandırmaktır. Dünya Savaşı’nın nedenleri ile sonuçlarını kavraması, Mondros Mütarekesi’nin ne denli ağır hükümler içerdiğini öğrenmesi ve I. Yönetim Kurulu tarafından dosyanın gönderildiği tarihten itibaren disiplin soruşturması yapılan Cemiyet Üyesi hakkında Onur Kurulu tarafından 60 gün içinde karar verilmelidir. Aksi takdirde Onur Kurulu tarafından karar verilmemiş sayılır. Bu durumda Yönetim Kurulu Onur Kurulu tarafından karar verilmesi gereken tarihten itibaren 15 gün içinde karar verir. Yönetim Kurulu tarafından üye hakkında Disiplin soruşturmasının açılması kararı verildiği tarihinden itibaren üç gün içinde disiplin soruşturması hazırlık dosyası Onur Kuruluna gönderilir.
- Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî para cezası kararı kesinleşecektir.
- “Özel nitelikli kişisel veri” ise kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileridir.
- Maddesine göre ulusal hukuk kurallarının yanında sözleşmeler, gelenek ve uygar uluslarca benimsenmiş bulunan genel ilkelerden oluşan uluslararası hukuk kuralları da suç ve ceza açısından bir kaynak değerini taşımaktadır[606].
Ek protokolün 3.maddesinde hiç kimsenin tek başına ya da toplu olarak uyruğu bulunduğu devletin ülkesinden sınır dışı edilemeyeceği ayrıca uyruğunda bulunduğu devletin ülkesine girme hakkından yoksun bırakılamayacağı belirtilmiş, bu şekilde vatandaşların sınır dışı edilme yasağı düzenlenmiştir. Maddesinde ise yabancıların toplu olarak sınır dışı edilmesi yasağı belirtilmiştir. Askeri Hakimler için, disiplin soruşturması Milli Savunma Bakanının görevlendireceği bir Askeri adalet müfettişi marifetiyle yapılır. Milli Savunma Bakanı tarafından görevlendirilen askerî adalet müfettişi lüzumlu gördüğü kimseleri yeminle dinleyebilir. Sübut delillerini, gereken bilgileri bütün daire ve kurumlardan doğrudan doğruya toplayabilir. Askeri adalet müfettişince yapılacak bu işlemlerde Devlet organları ve kurumları ile diğer gerçek ve tüzel kişiler, yönetilen sorulara hemen karşılık vermek ve istekleri derhal yerine getirmek zorundadırlar. Alt ceza uygulaması, disiplin amir ve kurulları tarafından değerlendirilmesi gereken bir durum olduğundan, açık bir takdir hatası yoksa yargı denetimi yapan mahkemelerin sicilleri getirterek bizzat inceleme yapıp alt ceza uygulanıp uygulanmamasına müdahale etmemeleri gerekir[392]. Alt ceza uygulaması konusundaki değerlendirmeyi disiplin amir ve kurulları yapmalı, yargı organları da bu konuda kullanılan takdiri denetlemelidir[393].
Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz. Madde 12 – Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. UYARIWeb sitemizde yayımlanan yukarıdaki yazılı metnin, eser sahipliği hakları Stj. Bu yazılı metin hak sahipliğinin tespiti amacıyla zaman içerikli elektronik imza ile muhafaza edilmektedir. Sitemizdeki yazılı metinler avukat meslektaşlarımız tarafından dilekçelerinde serbestçe kullanılabilir, fakat metinlerin tamamının, bir kısmının veya özetinin atıf yapılmaksızın başka web sitelerinde yayınlanmasına iznimiz yoktur. Bakanlar Kurulu A. Kuruluş Madde 109 –Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan kurulur. Başbakan, Cumhurbaşkanınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından atanır. Bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliğine sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanınca atanır; gerektiğinde Başbakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanınca görevlerine son verilir. Web sitemizde yayımlanan yukarıdaki yazılı metnin, eser sahipliği hakları Av.Yalçın TORUN’a aittir.
Hatta, bu görüş yasa koyucunun son zamanlarda pek çok adli cezayı idari cezaya dönüştürmesi ve kabahat nevinden suçları TCK kapsamından çıkarıp idari suça (kabahat) dönüştürmesi iradesi ile de çelişmektedir. Yasa koyucunun bu tercihi ile basit bazı suçlarla ceza yargısının meşgul olmaması, idari tedbir ve cezalarla konuya müdahale edilmesi tercih edilmiştir. Hal böyle olunca da, adı üstünde “idari ceza” olan bu işlemler tipik idari işlemler olup, ceza hukuku ile ilgisi yoktur. Bu işlemleri ceza yargısının uğraş alanından çıkarıp kanun yolu olarak tekrar ceza yargısına yönlendirmek, yukarıdaki saikle bağdaşmamaktadır. Kabahatler Kanununda ceza hukuku müesseselerine yer verildiği, pek çoğu hukukçu olmayan idari hakimlerin buna nüfuz edemeyeceği eleştirisi getirilebilir. Bu noktada da, anılan usul hükümlerinin ceza verme aşamasıyla ilgili olduğunu, idarecilerin (zabıtanın bile) bu usul hükümlerine nüfuz edemeyeceği kaygısı taşımadan müeyyidenin idari cezaya dönüştürüldüğü, dolayısıyla sadece bu işlemi denetleyecek idari hakimler yönünden bu kaygının yersiz olduğunu belirtmek gerekir.
Ceza infaz kurumundan ayrılış ve dönüşlerinde hükümlü veya tutuklunun sağlık durumu doktor raporu ile tespit edilir. Yer gösterme sırasında yapılan işlemlere ilişkin belgelerin bir örneği ilgilinin dosyasında muhafaza edilmek üzere Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir. (5) Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet halinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar. 6 Mart 2014 tarihinde yürürlüğe giren 6526 sayılı Kanunun 1. Maddesi ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’na eklenen Geçici m.14, hem özel yetkili ağır ceza mahkemelerini ve hem de Terörle Mücadele Kanunu m.10 uyarınca görevlendirilen ağır ceza mahkemelerini kaldırmıştır. Bu mahkemelerin kaldırılma gerekçesi; “Adil yargılanma konusunda ülkemizde yaşanan tartışmaların başında, devlet güvenlik mahkemeleriyle başlayıp Ceza Muhakemesi Kanunu m.250 ve Terörle Mücadele Kanunu m.10 uyarınca kurulan ağır ceza mahkemeleriyle devam eden özel yetkilere sahip mahkemeler ve cumhuriyet savcıları eliyle yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar gelmektedir. Ayrıca, özel yetkilere sahip ağır ceza mahkemeleri uygulaması sonucunda, üç farklı ağır ceza mahkemesi ortaya çıkmış ve toplumda adeta özel hakim, özel mahkeme, özel savcı nitelemeleri yapılmak suretiyle hakim ve cumhuriyet savcıları arasında fiili olarak hiyerarşik bir algı ortaya çıkmıştır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi” başlıklı 308. Maddesi uyarınca; “Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re’sen veya istem üzerine, ilamın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir.
Ancak, onbeş yıl ve daha fazla hapis cezalarına ilişkin hükümler, bölge adliye mahkemesince re’sen incelenir. Madde 86- (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (4) Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz. (2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz. (7) Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, infaz hakiminin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine infaz hakimliğince karar verilir. (7) Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hakimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir.
Maddesinde yapılan değişiklikten sonra dahi disiplin amirlerince idari kararla oda hapsi disiplin cezası verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Anayasa Mahkemesi gerekçesinde; Anayasa koyucunun, Anayasa’nın 38. Maddesinde yer alan düzenleme nedeniyle Anayasaya aykırılık bulunmadığını belirtmiştir. Anayasa Mahkemesi bu kararında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5. Devlet Memurları Kanunu uyarma ve kınama disiplin cezalarına karşı idari başvuruyu özel olarak düzenlemiştir. Maddesine göre “ disiplin amirleri tarafından verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı itiraz, varsa bir üst disiplin amirine yoksa disiplin kurullarına yapılabilir.” Kanunun 136 . Maddesine göre de “disiplin amirleri ve disiplin kurulları tarafından verilen disiplin cezalarına karşı yapılacak itirazlarda süre, kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren yedi gündür[446]. Bu süre içinde itiraz edilmeyen disiplin cezaları kesinleşir.
Bu durumun ise hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Disiplin mahkemeleri, “yargısal rol” ifa eden ve bir “adli fonksiyona” sahip bulunan, keza belli bir usul izleyerek ve hukuk kurallarına dayanarak karar veren ve kararları Devlet gücüyle icra edilen kanunla kurulmuş mahkemelerdir. Disiplin mahkemelerinin Anayasal temeli bulunduğu gibi kuruluş ve işleyişi 477 sayılı Kanunla belirlendiğinden AİHS’nin 6. Maddesinde yer alan kanunla kurulmuş bir mahkeme kriterini karşılamaktadır. Bu mahkemelerin hâkim olmayan kişilerden kurulu olması tek başına AİHS’nin 6. Maddesi anlamında “mahkeme” olarak kabul edilmemesi için yeterli değildir. Zira AİHM, bağımsızlık ve tarafsızlık kriterlerinin karşılanması koşuluyla çeşitli disiplin kurullarını dahi mahkeme olarak nitelendirebilmektedir[660]. Bayrak/Türkiye kararında asker kişileri yargılamak amacıyla kısmen ya da tamamen askeri üyelerden oluşan mahkemelerin kurulması uygulamasının, çok sayıda üye Devlet’in hukuk sisteminde mevcut bir uygulama olduğunu bu tür mahkemeler kurulabileceğini belirterek Disiplin Mahkemelerini de “mahkeme” kavramı içerisinde değerlendirmiştir. Mahkeme, Engel ve diğerleri/Hollanda kararında, disiplin cezalarının infazında askerlerin rütbelerine göre farklı muamele yapılmasının[649] Sözleşme’nin 14.